27 Mart 2012 Salı

vazgeçse de bekleyenler.

Şimdi her şey bıraktığından daha kahverengi.Evi bok götürüyor.Sakallarım uzamış.Evden çıkmamışım hiç..Midem bomboş.Duvarlar belirsiz.Renkler silik.Şimdi her şey bıraktığın gibi aslında.Ben yerimden kımıldamamışım.Bir sürü mektup yazmışım,bir sürü intihar kuşanmışım.
Senin ne kadar imkansız olduğundan bahsetmedim.Aynı yolun yolcusu değildik besbelli.İşte bazen sadece bir bitişi bir sonu olsun istiyor insan.Öyle boşlukta asılı kalmış her şey sanki.Ne gitmeyi becerebilmişsin büsbütün,ne de kalmayı,biraz da olsa..Anlayamamışım sanki.Kendimce dramatik senaryolar da üretmişim,mutlu sonlar da.Her türlü halini yaşamışım,aşikar.Bakıyorum da ne çok yarası olan insan var etrafımda.Herkes birilerini bekliyor.Evet vazgeçtim diyor ama hala bekliyor sanki..Vazgeçmek kendimize mi ihanet etmek onlara mı?Başkalarıyla sevişiyoruz.Daha tutkulu,daha çok,daha sık.Daha çok içiyoruz sonra,daha çok kahkaha atıyoruz.Daha basit dertlerimiz oluyor.Faturaları ödeyemiyoruz belki,ya da evdeki herhangi bir şey bozuluyor.Ülkedeki azınlıklara üzülüyoruz.Parasızlık canımızı sıkıyor.Hasta oluyoruz veyahut.Ama bekliyoruz hala.Hem de şiddetli bir öfke bitmeyen bir sabırla.Siz ne zaman tanıştınız nerde tanıştınız bilmiyorum.O günde tam da o günde kalakalıyor insan sanki.Bir yerden sonra tarih yerinde sayıklamaya başlıyor.Onun üstünden zaman geçmiyor.Kim demişti hatırlamıyorum ama,zamanla geçen tek şey zaman ya hani..Kaç beden,kaç milyon yıl girerse girsin araya sen o günde tutuklu kalıyorsun..Ulan boşverdim ben vazgeçtim bitti diyorsun..Bahsetmiyorsun.Bilmiyorlar.Ama sen bekliyorsun be gözünü sevdiğim.Kabul et.Vazgeçmek sığmıyor çünkü ruhuna..Yediremiyorsun..Daha ne kadar çok kaybedebilirim diye düşünüyorsun.Hem bu saatten sonra neye,nasıl yeniden başlayacaksın ki?
İşte kimileri vazgeçemez velhasıl..Sadece daha çok sevişir,daha çok sigara yakar,daha çok içer.Daha az ağlar zamanla belki.Ama daha az beklemez...

20 Mart 2012 Salı

Kıyamet..

3 yaşımdayken trene bindirip gönderdiler beni.Ateş var sanki.Kum var hayır hayır.Tepeden ayağa kum olmuşuz..Yaprağın üstünde kaldı her şey.İp atlarkenki kız çocuğu tebessümlerimiz erkeklikler altında kaldı,ezildi belki de..İnsan severek kirletiyor ya kendini.İnsan kirlenerek vazgeçiyor ya sevmekten.Şimdi artık her şey.Artık her şey kıyamet.Fırtına aldı götürdü.Çocukluktan bilyeler kaldı.Çekmecenin içinde hatıra defteri.Hatıra olarak bi o kaldı.Hiç bir şey yarına kalmadı.Kertenkeleler de üşür ben size anlatamadım.Okuduk okuduk.Musa asasını tepemize indirene kadar okuduk.Kızıl deniz kanımızla kızıla boyanana kadar dövdüler bizi.Bir ağaç vardı.Hay Allah adı neydi.biliyordum sanki.Biliyordum.Ben neden onu sevdiysem artık.Batıl inanç.Çaputu değil kendimi astım ağaca.Olmadı.Şarkı söyledim.Bağırmak ki hem de nasıl.Rüya gördüm.Aman Allah.kıyamet kopmuş.dışarıda buz var.Buzun içinde çocuklar.Donakalmışlar.Ezan okunuyor her yerde.Buzdan çocuklar,Ateşten adamlar,Topraktan kadınlar..Uykudan uyandık.Uykuya daldık.Herkes gelinlik giymiş..Kırmızı gelinlikler.Kız çocukları bakire.Kız çocukları piç.Erkekler yok.Cehennemde ip atlıyorum kızlarla.Tanrı gücenmesin diye saklıyorlar beni.Ağaçlar var.Anlatılıyor ya..ne istersen.Elma erik.Ağaçlar üşüyor.Hayır ama asla gidemezd(s)iniz.Yalan söylemişler hayırsızlar.Cennet Beyaz değil.Cehennem yok.Hayır gitmeyin.Kimse kalmadı.Batan Titanik değil akılsızlar.Batan nuh'un gemisi.Tanrı'nın dili ne latince ne arapça.Yalan söylemişler.Tanrı konuşmamış işaret etmiş sadece.nuh yapmış,musa yapmış,isa yapmış.Tanrı sadece bir kız çocuğuymuş ya da belki de bütün kız çocukları tanrıymış.Kan düştüğü an bedene,Tanrı terketmiş bizi.Zaman aldı gitti bizi çocuklarım.Zaman aldı ,rüzgar değil..Talihsiz bir kuşağız şüphesiz.Ama her şeyi görüp bileniz aynı anda.İz miz yok..Gitti.yokmuş aslında yokmuşuz.Uyanın dedim her yer demir.Uyanın veyahut toprak yok ki artık.Emrediyorum belediye başkanının bana verdiği yetkiyle canınızı kıyıyorum.Ama hayır olamaz.Gözleriniz ne kadar da gri.Kurşuni.Gözleriniz ne kadar da yok.Siz ne kadar da yoksunuz.Koskoca bir insanlık yerle bir oldu.Siz hala ip atlıyorsunuz.Ama olmaz ya da böyle.
Kıyamet koptu hepimiz sağ kaldık ama Tanrı öldü.Peki şimdi ne olacak?toprak uyuyor çocuklarım,siz uyuyorsunuz.
Siz bekliyordunuz ama oysa her şey çoktan bitmişti..
Herkes bilsin ki,bu sadece şiddetli bir hayatın artçı sarsıntılarıdır.
Sağlıcakla ölün.

17 Mart 2012 Cumartesi

Sen Sen ol

Işıkların renginden anladığım kadarıyla 2012 yılının şubatında olmalıyız.Uzun zamandır güneş yok.Toprak buz tutmuş.Birileri geldi gitti.Hava buz.Sigara yaktılar,tuvalette seviştiler,adam öldürdüler,trene bindiler.Gittiler.Tekinsiz türküler tutturdum.Birilerine saati sordum.Sonra birileri ve biz ya da ben..Ağladık.Sene Bin dokuz yüz bilmem kaçtı.Yaramız büyüdü.Ben zamanı geçmişe sararak yaşıyorum çünkü bence bugünü ve geleceği çoktan tükettim.Kadınlar tekinsiz yaratıklar.Erkekler korkak.O yüzden ben hep yola çıktım.Gitmekten bahsetmek istemiyorum artık.İnanın ya da inanmayın,annenizi bile uçurumdan itmişseniz yarının senedi yok artık sizin için.Biz,siz ve tüm o diğerleri.Kadınlar ve erkekler..Bir kuşak kirlettik.Çocuklar kuşları sapanlarla vurmaya başladığından beri,ben artık ne mor elbiseli kadından bahsediyorum ne de şu illet baş ağrısından.Sadece kapılara dayanacak kadar sevmek istemiyorum artık.Ve ama artık,ben kimseyi sevmek istemiyorum.Hayır siz sadece çok fazla Shakespeare okuyorsunuz.Romeo'yu geçen meyhanede görmüşler pek bir dağıtmış.Sonra da kalkıp DJ partisine gitmiş bir güzel kurtlarını dökmüş.Juliet bir parfüm markası sadece.Pamuk prenses Çukurova doğumlu.Hiç bir şey düşündüğünüz ve ama düşündüğümüz gibi değil sadece.Ben artık sadece kapılara dayanacak kadar sevmek istemiyorum.Mor da bir renk ama ben en çok onu seviyorum.Yükseklerden atlama sendromuna yakalandım.Siz ve sis..Ben ve is.Ahenkte güzel de anlamda çöküntüyüz.Kapı aralığında sıkışmış bir çift serçe parmağıyız.Kapılardan nefret edelim bugün.Meşaleler yakalım.Molotof kokteylleri içelim.No 3 yeşil kapı.Kapının önünde duran mor elbiseli kadın.Mor elbiseli kadının cebinde duran küçük bir kağıt.Burdaydım küçük prens yazıyor.Hayır masal mı yazıyoruz.Ne bu şimdi?Romeo Julietler pamuk prensesler KÜÇÜK prensler.İlaçlara meyletme.Oğlanlara meyletme.Ananı uçurumdan atma eşşek herif..Kadınları asla sevme.Erkeklere asla aşık olma.Sen sen ol aşık olma..
Her şeyi bir kenara koy da
Sen sen ol
amman diyeyim başkası olma !

6 Mart 2012 Salı

Eskiden...Ama artık.

En çok neye üzülüyorsun diye sordu.Masumiyetimi kaybedişime dedim.Düşünceler kirlendiğinden,saç renkleri değiştiğinden beri biz o eski biz olamıyoruz.Kendimi çok kötü hissediyorum..Trenler,yolculuklar,dost sohpetleri yardım etmiyor.Birinin elleri kirlenmiş,saçımızı okşayarak temizliyor..İnsanları dinlediğim için kızıyorum kendime..Belki de beklemekten vazgeçtiğin an bitiyor her şey.Hayal kurmayı bırakalı,artık hiç bir şey iyi değil.Oysa iyiydi bazı şeyler.Bir şeylerin iyi gittiği de oluyordu..Eskiden..Bazen yalanlar söylesinler istiyorum.Ben öyle seviyorum.Her şey filmlerdeki gibi değil diyorsunuz.Hayır efendim her şey tıpkı o filmlerdeki,şarkılardaki gibi..Yemeklerin tadı aynı değil artık,sigaranın da,öpüşmenin de..Yalnızlık aldı başını gitti.Kedileri sevmedim hiç..Bir o değişmedi belki de.Yalnız kalmaktan korkmuyorum.Sadece onlar gibi olup bir başıma kalmaktan korkuyorum.İnsan bedenine adamları ekledikçe büyümüyor,çoğalmıyor.Tam aksine herkes bir şey alıp gitme telaşında.Ben gün batımlarını severdim.Banklarda beklemeyi,şiir yazmayı,çay içmeyi.Anlatmayı severdim.Şimdi sevemiyorum hiç birini.Hiç kimseyi.Günlerden ne,onu bile umursamıyorum.İşte birbirinin aynı milyonlarca dakika ve insan.Zamandan aşağı düşüyoruz hepimiz.Şehirler bombalansa da tepemizde biz açlığın ve azgınlığın içinde debeleniyoruz.Açız orospu çocukları.Bir de yalnız.Birbirimizi yiyoruz yalnızlıktan orospu çocukları..Biz açlıktan değil yalnızlıktan..Birbirimizi yiyoruz.Hiç bir şey iyi bir şey değil artık.İnsanlar annelerini özlemiyor artık.Babalarından söz bile etmiyorum.Sanki arıyorum koşuyorum duruyorum bekliyorum başlıyorum.Virgülsüz,es vermeden bir yaşamak düşlüyorum.Koridorda piçin tekinin tablosu.Bir insan babası piç diye piç mi oluyor,yoksa var bile olamıyor mu?Ben siz vazgeçmeyin diye yapıyorum..Kendim için değil.Çocukluk mayhoş bir sarhoşluk.Ben artık çocuk değilim madem,elimde baba olmaktan başka seçenek kalmıyor.Biz burada can çekişiyoruz.Biz burada birbirimizi yiyoruz.Sen de biliyorsun değil mi?Biz aşık olma hakkımızı çoktan kullandık.Sokaklar artık bizim değil.Biz sadece açız ama üşümüyoruz yine de.Aklıma bir bayram günü yeşil elbisesiyle damdan atlayan kız geliyor.Biz de düşüyoruz aşağı ama zinhar çakılmıyoruz yere.Siz sadece anlamıyorsunuz hala.Biz sürekli düşüyoruz.Yine ve yeniden.Sonsuza kadar düşüyoruz.Kimse uyandırmıyor,yere çakılmıyoruz.Siz sadece anlamıyorsunuz hala.Biz artık sevmiyoruz.Hiç bir şey aynı değil işte.Ne hiç.Ne bir.Ne şey.Elden ne geliyor şimdi.Adamın tekinin altına yatıp,aklanıp,doğacak oğullara isim biçmekten başka ne annelik kaldı elimizde.Anneler terlik giymiyor zaten artık.Topuklu ayakkabıların üstünde yürüyor koca memeli,rahmi yalnız varlıklar.Anneler aynı değil.Biz aynı çocuklar değiliz..İyi şeyler vardı ama hani.Saygı duyun.Siz aşık olma hakkınızı çoktan kullandınız.Merdivenin ikinci basamağında bıraktığın ayakkabın değil sadece..Hala anlamıyor musun..Pamuk kadar beyaz değilsin artık.Ve hafif.Biz artık hiç kimsenin çocukları ve hiç kimsenin anneleriyiz.Biz orospu çocuklarıyız.Biz birbirimizi yiyoruz orospu çocukları..
Birbirimizi yiyoruz..
Açlıktan değil.
Yalnızlıktan..