31 Ağustos 2011 Çarşamba

Bir Kısa Film: SİRK-ÜLASYON

BİR GARİP HEVES:
SİRK-ÜLASYON
...
Bir hevesti başladı bizde.Ben ve Mor Elbiseli Kadın'dan bahsediyorum.Bir kısa film yarışmasından çok bir televizyon eğlence programı olan bir yarışmaya katılacaktık.Heyecanlıydık,ilk kısa filmimizdi.Elimizde ne ekipman vardı ,ne ekip, ne de senaryo..Ben ve Mor Elbiseli Kadın...Sadece ikimiz vardık ...Oyuncular olarak.Sonra Mor Elbiseli Kadın devreye girdi,İşte o an bu işin gerçekleşeceğine anladım, çünkİ, o neye elini atsa bir şekilde hallederdi,bundan ötürü güvenim tamdı ona ve filmimize.Birgün bir arkadaş buluşmasında biz kafamızda cengaver fikirlerimiz ve korkak bir özgüvenle bahsetmeye başladık ahaliye bu hayalden.Şans ya ;ahali de bize hem kamerası olan hem de filmimizi çekebilecek bir isim önerdi.
Özkan Karabat.
Velhasılı kelam Özkan'la buluştuk,önce Mor Elbiseli Kadın buluştu Özkanla çünkü benden daha sabırsızdı.Ne var ki ben de aralarına katıldığımda Mor Elbiseli Kadın pek bir şey halledememiş,oturup mor elbisesinden bahsetmişti muhtemelen.Bu tür konularda yani iş gerçekten bir iş yapmaya gelince ciddi ve disiplinliyim galiba.Senaryoyu kısa süre içinde netleştirdik ve ertesi gün filmi çekmeye koyulduk.Film imgesel ve sahnelerin kendi derinliği ve suskunluğuyla hayat bulacak bir filmdi.Birçoğunun beklentilerinin aksine olay örgüsü varla yok arasındaydı.Böyle istemiştik galiba,Türk filmi tadında bir şeyler yapmak yerine kendimize ait olanı yapmayı çoğu insanın anlamaz bakışlarını görmezden gelmeyi tercih etmiştik.Çünkü bu başkalarının değil bizim filmimizdi,nitekim ticari bir kaygısı da yoktu.En çok duyduğumuz sorunsalsa filminizin konusu ne olmuştu.Cevap her zaman kısa ve aynıydı:''Gitmek''..Gitmenin gerçek manasını sorgulayan film boyunca gitmenin tedirginliği titrek ve gergin atmosferini taşıyan sahneler çekmeye çalıştık kendimizce.Sahne demişken ,sahnelerden bahsetmek istiyorum biraz,filmdeki sıralamayla çekilmedi sahneler tabi.Hem kapalı mekan olabilecek hem de kendi hayatlarından uzak olabilecek,karakterleri sosyal çevre içerisinde gözlemleyebileceğimiz bir sahneyle başladık.Diyarbakırlı olanlar ya da Diyarbakırda yaşayanlar bilir Mahya Kahve Evini..Evet orada başladık,nasıl oldusuna cevap veremem ama bir anda kostümler ayarlandı.Dedim ya Mor Elbiseli Kadın'ın marifeti..
Böylece başlamış olduk işte.Çekimler 2 gün sürdü ve günde ortalama 6 saat çekim yaptık.Filmin çekildiği mekan genel itibariyle küçük karanlık ve havasız bir oda oldu.Bu da açıkçası işimize geldi çünki dış mekan çekimleri bizi epey zorladı,gerek insanların bakışları gerekse müdahaleleri olsun zaman zaman gerilmemize neden oldu.Özellikle şehrin tarihi yerlerinde yaptığımız çekim,yani filmin ilk sahnesi en çok denenen sahnelerden biri oldu galiba.Belki bu kadar uç ve farklı bir şey olmasa çektiğimiz şey ,bu kadar garipsenmezdi.Neden mi, çünkü kostümler tuhaftı,replikler tuhaftı,ve biz en önemlisi tuhaftık.:)
Kostümlerimin bir kısmı Mor Elbiseli Kadın'ın annesine ait.Giydiğim ceket kime ait hala bilmiyorum.
En nihayetinde final sahnemize geldik.O sahne de zor sahnelerdendi çünkü çekim yetişmeliydi,dış mekan çekimiydi, hava kararıyordu,biz ışIktan yararlanmak zorundaydık ve çekim sessiz sakin bir yerlerde yapılmalıydı.Tüm bunlar birleşince de biraz hızlı bir çekim yaptık açıkçası.ancak içimize sindi mi?
- evet sindi
Teknolojiden hiç anlamamışımdır ,kaldı ki montaj imkansız bir şey benim için.Onu da sağolsun cefakar yönetmen,kameramanımız Özkan halletti.Filme müzikler eklendi montajı yapıldı sesi ayıklandı ve hazırdı.
bizim filmimiz:
SİRK-ÜLASYON
Neden sirkülasyon sorusuyla da çok karşı karşıya kaldık.Bu sorunun cevabı daha çok son sahnede gizli galiba.Öyle ya da böyle filmi çektik yarışmaya yolladık ancak zaman sınırlaması 5 dakika olduğu için bizim 17 küsür dakikalık filmimizin pek şansı olmadı doğal olarak.Çok da dert değildi aslında çünkü biz istediğimizi yapmıştık ve filmimizi çekmiştik..Peki bu kadar mı?Hayır,çünki istanbul 'da çekmek üzere yeni bir film projemiz var.Onun da adını burdan duyurayım o zaman.
Mor'a Batmak..
Bu sefer daha net bir olay örgüsü var ama dramatik doku korunacak her halükarda.
Hayalimiz ,üç şehir ,üç film.
Bunlardan ilki Diyarbakır'da çekildi,ikincisi istanbul olacak ve üçüncüsü de Mor Elbiseli Kadın'ın İzmir'i..
Özkan Karabat'a sonsuz teşekkürler
Ve tabi ki Mor Elbiseli Kadın'a sonsuz bir özlem..
Filmin linkini paylaşıyorum,gayret edip de izleyenlere çok teşekkürler,dayanamayıp da yarım bırakanlara biraz gayret,ve hiç izlemeyenlere ise canınız sağolsun diyorum.
Kalın Sağlıcakla.
http://www.dailymotion.com/relevance/search/sirk-%C3%BClasyon#hp-h-9