29 Mayıs 2012 Salı

dostum


Güzel dostum.Tıpkı o unutulan her şey gibi biz de unutulacağız.Önce sen beni unutacaksın belki.Ya da ben seni.Bir yanımızda taşıdığımız o yersizlik yurtsuzluk var ya..O da bırakıp gidecek bizi.Bir yanımızdaki taş duvarlar öte yanımızdaki mavi deniz sormayacak nereye diye.
Güzel dostum..Bizi ölüme götürürken onlar,arkamızdan kimse bakmayacak.Bilirsin kimse özlemeyecek bizi.Hiç yokmuşuz gibi.Bu şehri hiç yakmamışız gibi.Adamlara hiç yanmamışız gibi.Çığlık çığlığa kaçışacağız..
Güzel dostum.Duymadın mı olanları.Biz onlara benzeyemedik.Kavgamız bitmeden gittik dostum.Önce sen belki de.Ama beni bıraktığın bu yerde insanlar çok kötü.Ve senin beni bıraktığın bu yerde unutulacağım.O bir yanımızda taşıdığımız memleket özlemi gibi.Unutulacağım.Affet beni.Yazamadım.Anlatamadım onlara.Bizi ölüme götürürken anlatamadım onlara.Sen bilirsin ben söylemesem de.Unutulacağız işte.Sabahın üstüne çöken bir akşam gibi.Hiç yokmuşuz gibi.Sarılıp ağlayasım geliyor sana.Bilirsin seni benden başkası özlemeyecek.
Kar yerine kanda üşüyeceğiz.Bu şehri hiç yakmamışız gibi.Sessiz ve derin bir ölüme götürecekler bizi.Ama sen yine de bakma bana öyle.Güzel dostum.Martıları sapanlarla vurmadık biz.Ekmek attık onlara.Sırf bu yüzden sevmeyecekler bizi belki de.
Ama ben bugün sana gelmek istiyorum..İçimde yanan bir şeyler var dostum.Şehirler değil.Söyle onlara.Dinlerler belki seni.Dokunmasınlar bana.Ne olur söyle onlara.
Ben bugün sana gelmek istiyorum.Alışkanlıklarımın canı cehenneme.Uzaklığın canımı acıtıyor.Başım dönüyor.Dizlerim yanıyor.Yarısı sende kalmış intiharımla ölemiyorum dostum.Kirlenmişlerin ardından başlayamıyorum yeniden yaşamaya.Sensiz düşleyemediğim o yalancı yaşamaya başlayamıyorum bir türlü.
Bizi zaman yenecek.Tıpkı o unutulan her şey gibi biz de unutulacağız.Affet beni.Yazamadım.Anlatamadım onlara.Bizi ölüme götürürken anlatamadım onlara.

Immanuel


...
Burası neden böyle bir yer Immanuel.
İnsanlar neden bu kadar farklı birbirinden.
Şimdi sen kaçıp kurtul oralardan ve beni yeniden inandır bir şeylere.
Ben inanmıyorum eski dostum.Herhangi bir şeye inanmıyorum.
Bazı şeylerin bu saatten sonra güzel olacağına da inanmıyorum.
Bana,beni mutlu edecek tek bir şey söyle Immanuel.
Söyle ki yeniden inanayım sana.
Ama ben inanmıyorum eski dostum.bugün dünün ve yarının aynısı.
İnsanlar bir yerlere koşturuyor.
Ama ben sadece yemek yiyip sigara içiyorum.
Burası neden böyle bir yer Immanuel.?
Sen de merak etmiyor musun?
-Ey insanlar bu kadar çabadan uğraştan sonra elinize geçecek olan ne ki?
Şimdi kim bana yeni bir hayat verebilir eski dostum?
Ben her şeyi bu denli büsbütün yitirmişken kim bana küçük bir umut verebilir?
Beni bir şeylerin değişeceğine kim inandırabilir?
Ben temelli mutluluk istemiyorum ki Immanuel.
Ben sadece inanmak istiyorum.
Bilirsin,tüm o dinlediğimiz şarkılar gibi...

27 Mayıs 2012 Pazar

Çocuk

Sana çok öfkeliyim çocuk!
Neden diye sorma.
Sen sormadığın zaman anlatırım ben,
Bilirsin.
Ama giderken
-Şayet gidiyorsan-
Yine uyuyakalırım ben,
İntiharımdan bir gün önce.
Sen gitmeden önce.
Sevgili çocuk
Boşluk boş olamaz.
Sustur beni öyleyse.
Evet dudaklarımda muzaffer bir gülüş
Ben kazandım..
Kapat gözlerini,
arkana bakma sakın.
Ben kazandım çünkü.
Anlatma onlara asla.
Bilmesinler.
Şimdi sen muhtemelen ölmüşsündür.
Sus bilmesinler.
Yirmi iki yaşında
darağacında sallandırıyorlardır seni ibret olsun diye.
Oysa ne acı.
Sana çok öfkeliyim çocuk.
Kendini kurtar o zaman
Kaç git.
Ama muhtemelen benim uyuyakaldığım saatlerde sen ölmüşsündür.
Elbette ki tanrı diye bir şey yok.
Olsa bize söylerdi.
Sen şimdi muhtemelen görmüşsündür tanrının olmadığını.
Olmayan bir şeyi nasıl görebilirsin bilmiyorum gerçi.
Birbirimizi terkettik biz.
Yarın bu saatlerde sen cennette olacaksın muhtemelen.
Hey!Bir dakika.
Tanrı yok dedim ama
Cennet yok demedim ki.
Büyük olasılıkla ben bir ölüyüm zaten şu an.
Sen de muhtemelen ölmüşsündür zaten bu saate kadar.
Ama ben sana çok öfkeliyim yine de.



26 Mayıs 2012 Cumartesi

sabahın dördü

Saat sabahın dördüne geliyor.Daha doğrusu yanımda duran çekmecenin üstündeki saatin söylediği o.Boynum ve kasıklarım terlemiş.Duş almaya gücüm yok.Saçlarım dağılmış olmalı.Aynaya bakmaya yüzüm yok.Çıplağım.Kıyafetlerim nerde bilmiyorum.Yatak nemli.Tavanda ne olduğunu seçemediğim bir kaç figür var.Pencere sımsıkı kapalı.Kapı aralık duruyor.Çekmecenin üstünde buruşturulup atılmış peçeteler,kül tablasında yarısı içilip söndürülmüş sigara.Terlemişim.Ama üşüyorum yine de.Gözlerimi açmıyorum.Her şey bulanık kalsın istiyorum.Sabah olmasın ya da.Sırtımı dönmüşüm ona.Dizlerimi karnıma gömmüş,başım yastığın altında uyuyamayacağımı bildiğim halde duruyorum.Midem kötü.Ben de..
Sırtımı dönmüşüm ona.Yatağın kaçabileceğim en uç yerinde kısılıp kalmışım.Neresi olduğunu bilmediğim bir yerdeyim.Rutubetli bir ev,ucuz çarşaflar ve rahatsız yatak.Çoktan uyumuş.Nefes alışverişi tuhaf.Uyumuyor da savaşıyor gibi sanki.Cebimde beş kuruş para yok,çekip gidecek.Sırtı sırtıma değiyor sonra ani.Ürperiyorum.Yüzünden bağımsız her şey.Yüzünü hatırlamıyorum.Yüzü aşina değil bana.Sevdiğim adamın yüzü değil bu.Yüzünü hatırlamıyorum..Kendiminkini de.
Tek kelam edilmemiş..Kapatılmış unutulmuşların ardından bir veda sevişmesi bu çünkü.Ona dönüyorum sırtına bakıyorum.Bilmediğim bir beden bu.Tanımadan ya da tanışmadan seviştiğim bir beden.Dokunmadan sevişmenin mağrurluğu var çarşaflarda.Ayaklarım üşüyor.Ayakları ayaklarıma değiyor.Ah şu gitmeye programlanmış lanet uzuvlar.!Uyku yok.Boynum acıyor morarmış olmalı.Sırtına bakıyorum..Dokunacak kadar sevmiyorum onu.Ensesine dökülen saçları terlemiş.Omzunun hemen üstünde bir ben.Yatağın ortasında aramızda akıp giden bir nehir sanki.
Saat sabahın dördü.Ne bir yerim var çekip gidecek ne de param.Sabahı bekliyorum sadece.Ya da uyanmasını.Sırtımı dönüyorum ona.Kımıldamaya başlıyor.Dönüp sarılıyor arkamdan.Başını saçlarıma gömüyor.Kollarıyla sımsıkı tutuyor beni.Sonra öpüyor.Hareket etmiyorum ya da belki de nefes almıyorum.Yüzünden uzakta hala her şey.Ben yüzünden uzaktayım.Ama üşümüyorum artık.Saçlarımın arasında dağılan nefesi vanilya kokuyor sanki.Tek kelam etmemişiz.Kapatılmış unutulmuşların ardından bir veda sevişmesi bu çünkü.Ayaklarını ayaklarımın arasına alıyor.Onun da ayakları buz gibi.Her şey bulanık kalsın istiyorum.Sabah olmasın..Ağlamaya başlıyorum.O bunu bilmiyor.Yüzü saçlarımın arasında ama benden çok uzakta..
Bölük pörçük olmuş allahın belası sabaha karşı saatleri işte.Kalkıyor sonra bir sigara tutuşturuyor parmaklarının arasına.Çakmak aranıyor.Yatağın ucuna oturuyor.Dumanı üfleyişini duyuyorum.Ve dumanı soluyorum.
Bu bizim son sevişmemiz.Bu bir veda sevişmesi.Bir daha dokunamayacağım bir yara izi gibi.Ayrılmak zorundayız dedikten sonra geçmiş son bir saat bu.Çırılçıplak bir aşkla seviştiğimiz o yatakta iki yabancı oluşumuzun birinci saati bu.Saat sabaha karşı dört.O bana git dedikten sonraki bir saat bu.Son sevişmemiz bu.Bir veda sevişmesi.
Ayrılmak zorundayız dedikten sonra tek kelam etmedik.Sadece tuttum öptüm onu.Kaybedeceğimi bildiğim bir adamı,asla kaybetmeyecek gibi sonsuz bir tutkuyla öptüm.O bir daha dokunamayacağım dudakları sonsuza kadar tattım sanki.Gözlerini öptüm.Avuçlarını.Saçlarını.Boynunu.Omuzlarını öptüm.İlk defa sevişiyor gibi öptüm onu.Gözlerine baktım.Vazgeçer diye baktım.Yalvarır gibi baktım.Köpekler gibi baktım.Gitme desin diye baktım.Kal desin diye.Yüzünü ellerimin arasına aldım.Öldürür gibi baktım gözlerine.Ellerimle sıktım yüzünü.Parmaklarımı parmaklarının arasına tutuşturdum.Tütün kokan parmaklarının.Parmaklarının boğumlarını öptüm.Sevişirken gözlerinin en derinine baktım.Gözlerim ne kadar dolsa da ağlamamak için tuttum kendimi.Ve ben son kez onunken ağlamaya başladım.Var gücümle ağladım.Hıçkırarak ağladım.Durma dedim.Gözlerinin içine bakarak,kan ter içinde ağladım.Gözlerini kapatmıştı.Yüzüme baksaydı o da ağlayacaktı biliyordum.O da biliyordu.Bakmadı o yüzden gözlerime.Kaybedeceğimi bildiğim bir adamla,asla kaybetmeyecek gibi sonsuz bir tutkuyla seviştim.Kokusu çizgilerime sinsin diye daha sıkı sardım onu.Dudaklarının tadını unutmayayım diye daha çok öptüm.Bütün çizgilerine dokundum.Her yerini ezberledim.
Sonra dönüp ona baktım tekrar.Gözlerine baktım.Vazgeçer diye baktım.Gitme desin diye baktım.Kal desin diye.Hiç bir şey söylemedi.Öldürür gibi baktım ona,ve o öldürürcesine bakmadı bana.Önce tavana dikti gözlerini,sonra da sırtını döndü.Ve sonra da ben.
Saat sabahın sekizi.Çekip gidecek gücüm yok..Bu bizim son sevişmemiz..Bir daha asla dokunamayacağım bir yara izi gibi.Ayakkabılarımı bağlarken kafamı kaldırıp ona bakıyorum.Son kez bakıyorum.Gitme desin diye.
Doğruluyorum.Hiç bir şey söylemiyor.Buruk bir gülümseme yalnızca.Ya da hiç bir şey.
Kendine iyi bak diyor.

21 Mayıs 2012 Pazartesi

seni bana terket ve git.

Biz birbirimizi en çok terkederken sevdik.

-Şimdi gidiyor musun yani?
+nereye gidiyor muyum?
-öyle demiştin ya.gidiyorum demiştin.
+insanlar seni çok değiştirmiş.henüz vakit var.Ama sen çok değişmişsin.
-gidiyor musun?
+Hayır sadece beni yalnız bırakmanı istiyorum.
-ben mi gideyim yani.
+Sana git demedim sadece beni yalnız bırakmanı söyledim.
-Yalnızsın zaten
+Demek ben farkına varmadan beni terkettin.Öyle mi diyorsun yani?
-belki de
+bizi yalnız bırakma
-o zaman kalıyorum
+bana bir şarkı söylesene
-en son sekiz yaşında şarkı söylediğimi biliyorsun
+birbirimize ihtiyacımız var
-yani gitmiyor musun?
+hayır gidiyorum.
-neler oluyor?
+bilmiyorum.ben sadece insanları görüyorum.Milyonlarca insan.Perdeyi kapat üşüyorum
-perde açık değil ki
+o zaman perdeleri aç
-senden nefret ediyorum biliyor musun
+biliyorum
+neden?
-bana öyle bakma tiksiniyorum.
+demek benden nefret ediyorsun?
-nereden çıkardın?
+sen söyledin
-şimdi gitmemi mi istiyorsun yani?
+sen kadınları çok seversin bilirim
-kadınlardan korkuyorum.Bahsetme bana onlardan.tiksiniyorum.
+git demiştin değil mi?
-hayır sen gideceğini söylemiştin
+sence gitmeli miyim?
-nereye?
+kadınları severim evet.giden kadınları.arkasına bakmadan yürüyen kadınları.uzun saçlıları,kıvırcık saçlıları.severim.
-ben gidiyorum
+bizi bırakmayacağını söylemiştin
-bizi değil,seni bırakıyorum
+ama nereye gidiyorsun?
-sen nereye gideceksen ben de oraya
+ama ben gitmiyorum ki?
-neden o zaman benim gitmemi istiyorsun?
+sen gideceğini söylemiştin
-hayır sen söylemiştin.
+emin değilim.
-ben de
-biliyordun değil mi?en başından beri biliyordun
+dışarıda yağmur var
-gitmeyeyim diye yapıyorsun değil mi?
+ama sen kadınları çok severdin hani.
-kadınları bir tek gidince seviyorum
+ben bir kadın değilim ne yazık ki
-o yüzden seviyorum ya seni
+nasıl?
-seni sevmem için gitmen gerekmiyor
+beni sevdiğini mi söyledin
-gidiyor musun yani?
+sen gidersen ben de gelirim
-ama yine de beni terkedemezsin sen bilriim
+artık uyusana,yarın erken kalkacaksın
-neden?erken kalkmam mı gerekiyor
+hayır sen her zaman erken kalkarsın
-ama neden?
+bilmem öyle işte
-neden bana hiç söylemedin
+neyi?
-erken kalktığımı
+biliyorsun sandım
-bilsem neden erken kalkayım?
+elinde olmadığı için
-elimde olan tek bir şey söyle bana
+ben
-hah.!sen mi.
+evet ben.kalan tek şey.ben
-neden gitmiyorsun peki
+çünkü gitmemi söylemedin
-kalmanı söylediğimi de hatırlamıyorum
+gideyim mi yani?
-gitmek mi istiyorsun
+hayır
-neden o zaman gitmekten bahsediyorsun
+çünkü senle konuşulabilecek tek konu bu
-o zaman benim gitmemi istiyorsun
+nereye?
-bilmem gitmemi işte
+gitmek mi istiyorsun
-hayır gitme
+kalayım mı yani
-kalmak istiyorsan kalabilirsin
+kalmamı istiyorsan kalırım.
-gitmeni istemiyorum
+o zaman kalmamı istiyorsun
-hayır gitmeni istemiyorum dedim.kalmanı istiyorum demedim.
+ben gidiyorum
-nereye?
+bilmiyorum.seni terkediyorum
-kiminle?
+ne kiminle?
-kiminle terkediyorsun beni?
+kendinle
-bunu yapamazsın
+neden yapamayayım
-beni benimle yalnız bırakma
+ben seninle yalnızım zaten yıllardır.
-yani gidiyor musun?
+evet gidiyorum
-nereye?
+bilmem senden uzağa.
-ben de gelebilir miyim?
+sen yanımdayken nasıl senden uzakta olabilirim.
-benden uzakta mı olmak istiyorsun
+evet
-ben de öyle
+nasıl yani?
-öldür beni.
+nerede?
-burada
+neden?
-kendimle yalnız bırakma
+ölmek mi istiyorsun
-evet.
+sen de beni öldürürsen olur
-bir ölü bir canlıyı öldüremez.
+ölmek istemiyorsun yani?
-nereden çıkardın
+öyle söyledin.
-gidelim mi artık?
+nereye?
-bilmem.farklı yönlere.
+akreple yelkovan gibi mi?
-hayır.
 +tamam gidelim.





9 Mayıs 2012 Çarşamba

O kapıdan dönüp tekrar geldiğinde

Ben bugün yine çok incindim.Hem de çok.Siz sabah çalar saatinizi beş dakikada bir ertelemiş,uyumaya devam etmiştiniz.Ben bugün yine çok incinmiştim..Siz güç bela uyanmaya çalışıyordunuz.Ben bekliyordum.Hiç bir şey yapmak istemiyordum.Salt bir bekleme haline dolanmış ayak parmaklarımı izliyordum.Siz yine de gülebiliyordunuz bazen.Çocuk değilim.Her şey gittikçe zorlaşıyor.Ama en çok da O gittikçe..O gittikçe her şey daha başka zorlaşıyor.
Ben bugün yine çok incindim.Siz yine de düşünmeyin beni..Ama bilin ben bu yüzden,ya da o yüzden.Onun yüzünden işte anlayacağınız.
Pardon delikanlı.Sizi bir yerden ısırıyor gözüm.Daha önce size aşık olmuş olabilir miyim?
O durduğunuz nokta var ya.tam orası işte.Yolun zorunun başladığı yer orası..Alay edin şimdi beklemekle.Benle alay edin.Benim onu beklememle alay edin.Ben bir gökdelenden atlayıp,başka bir gökdelenin çatısına düşmüş bir kuşaktan geliyorum..Evet ben kirliyim çocuğum.Ben kirlendim kıymetlim.Kızacaksın biliyorum.Bir gün o kapıdan tekrar geldiğinde,bana çok ama çok kızacaksın.Ben kirlendim kıymetlim.Haklısın ben,sen yokken çok kirlendim.Sen yokken seni çok aldattım ben.Tanımadığım insanlarla seviştim kıymetlim.O kapıdan tekrar dönüp geldiğinde bana çok kızacaksın biliyorum.Saçım sakalım birbirine karıştı.Gözlerim bir tuhaf bakıyor.Doğru düzgün yemek yemiyorum,sigarayı düşürmüyorum elimden.Bazen öksürüyorum.Nefes alamayacak kadar çok öksürüyorum..Seni beklemeye dayanamayacak kadar çok öksürüyorum çocuğum.Çok da zayıfladım.O kapıdan dönüp tekrar geldiğinde beni tanıyamamandan korkuyorum bazen.Ama evi topluyorum ara sıra.Koltukta senin yerini hep temiz tutuyorum.Biliyorum..Çok kızacaksın bana.O kapıdan dönüp tekrar geldiğinde ağlayacaksın öfkenden.Kendime yaptığım bu şeyden dolayı çok sinirleneceksin bana.Ama bak.Ben kirlendim kıymetlim.Haklısın.Ama ben bekledim yine de.Ben hiç gitmedim bir yere..Ben hep bekledim.En çok bir akşamüstüne geleceğine inandım.Ya da sabah,akşam,gece yarısı,gece..Her neyse işte.Ben hep inandım hep ve çok inandım..
Ben bugün yine çok incindim.Siz yatağınızda benimle sevişiyordunuz belki de.Ama siz yine de düşünmeyin beni.Benim çok işim var.Ben bekliyorum.Bana çok kızacak biliyorum.Ama yine de affedecek.O yokken onu aldatsam da başka hiç kimseye aşık olmadım diye affedecek beni..
Biliyorum oğlum.O kapıdan dönüp tekrar geldiğinde bana sarılacaksın.Bana çok büyük sarılacaksın.Bana çok kızacaksın ama biliyorum.Çünkü ben sen yokken çok değiştim oğlum.Ben sen yokken çok içtim.Ben sen yokken çok ağladım.Ben sen yokken çok kızdım sana.Asla gelmeyecek dediler.Onlara da çok kızdım.Seni daha çok özleyeyim diye gelmiyorsun belki de.Ama ben yine de o kapıdan dönüp bana gelişini görüyorum hep rüyamda..
Ben değiştim.Ben sen yokken çok değiştim.Kızma bana.Ben kirlendim haklısın.Ama ben bekledim yine de..Çok bekledim be gözünü sevdiğim.Hep bekledim.Ben hiç bir yere gitmedim ki.Ben sadece bekledim.
Bil ki,ben sadece seni,hep seni bekledim.Sonra kapı çaldı ve uyandım..

7 Mayıs 2012 Pazartesi

mutlu yıllar

Bize yolu gösterin.Önümüzü göremiyoruz..Kavga ediyoruz ama durmadan,ama ölesiye.Kim kimi daha çok yalnız bırakabilecek diye.Ama durma hayır.Uzak durma!.İnsaniyet var yalnız bırakmamak adına.Ama bizim kavgamız bundan mütevellit zaten.İnsanları değil de aşkları sevmeye başladığımızdan beri böyleyiz.Bunun böyle olacağını biliyorduk elbette.
Bırak allah aşkına.Yalandan sevmeyi bırak.Şu meredi bırak.İstiyorsan beni de bırak..
Bu halimizden bir sorumlu var elbette.Siz şahit oldunuz bilirim,ama gözleriniz kapalıydı ve siz ellerinizle de kulaklarınızı kapatmıştınız.Bu bir veryansın değil doğrusu.Ya da bir şikayet.Siz sadece daha çok acı çekiyorsunuz diye böyle her şey.Ben hep söylüyorum zaten,adaletinizi öldürdünüz.Biz insanları sevmeyi bıraktığımızdan beri,adamlar da bizi sevmeyi bıraktı..
Ne olur,ama ne olur artık,cümle aralarına girmeyin.Cümlelerimin altını kara kalemlerle çizmeyin.Şimdi hiç bir şey yetmiyor bize artık çünkü.Çünkü insanlar çıldırmış olmalı.Çünkü herkes durmadan kahkaha atıyor,çünkü herkes durmadan konuşuyor,herkes durmadan birilerini bir şeyleri istiyor.Ama siz.Size göre en çok siz.
Çaresi kalmadı artık.O zaman durmayın.Dünyadan nefret edip,kendinizi sevmeye devam edin.Ama hayır ağlamayın.Bize yolu gösterin.Önümüzü göremiyoruz.Sizi göremiyoruz.Siz yoksunuz.Siz çok uzaksınız.Siz durmadan duruyorsunuz.Ama hayır durmayın!Uzak durmayın.Ya da ne bileyim..
Kayıtsız kalmaya devam edin.Umarsız ve duyarsız.Farkında olmanın çözemeyeceği bir şey bu.O zaman daha çok sevin.Daha çok terkedebilmek için daha çok sevin..Daha çok yalnız bırakabilmek için birbirinizi yiyin.İnsaniyet var yalnız bırakmamak adına.Ama bizim kavgamız bundan mütevellit zaten.İnsanları değil de aşkları sevmeye başladığımızdan beri böyleyiz.Bunun böyle olacağını biliyorduk elbette.
O zaman istediğiniz kadar yalnız bırakabilirsiniz beni.Sık ve çok.Çünkü siz çıldırmış olmalısınız.Çünkü siz durmadan kahkaha atıyorsunuz,çünkü siz durmadan konuşuyorsunuz.Herkes durmadan birilerini bir şeyleri istiyor.Ama siz.Size göre en çok siz..Hep siz..
Alın beni o zaman.Alın daha çok kızın bana.Daha çok bağırın bana.Daha çok susun bana..Ben hazırdım çoktan.Ben seviyordum dünyanızı.Sonra siz yalan söylediniz.Siz çok yalan söylediniz sonra.Ama çok kızdınız,ve sonra ağladınız.Ama farketmez.Gezegeniniz sizin olsun.Yarın sabah hiç bir şey değişmeyecek çünkü.Beni sevdiğinizi söylüyorsunuz.Sevmekten vazgeçemiyorsunuz.Ama çok öfkelisiniz.Ama çok kızıyorsunuz bana.Ve herkes kafayı yemiş.Yol zor,biliyorum.Ama siz çıldırmışsınız.Siz aşktan siz aşksızlıktan,siz yalnızlıktan,siz hayal kırıklığından çıldırmışsınız..
Sırf daha çok yalnız bırakabilmek için seviyorsunuz beni.O zaman,
*Bırakın allah aşkına.Yalandan sevmeyi bırakın.Şu meredi bırakın.Ve istiyorsanız beni de bırakın..

1 Mayıs 2012 Salı

Realizm

Bir gün var bir gün yok hislerin köleleri.Evet evet size diyorum.Şimdi çıkarın bir sigara yakın.Başka da bir halt bildiğiniz yok zaten.Sonra işiniz gücünüz yokken sabahın bir saatinde uyanın aklınıza o geldi diye.Ya da zaten bütün gece onun yasını tuttuğunuz için hiç uyuyamadınız.Kalkın bir çay koyun,ama hiç bir faydası olmayacak benden söylemesi.Kendinize gelemeyeceksiniz.Hatta yiyorsa katran gibi bir kahve yapın,yine boş..
Bir gün var bir gün yok hislerin köleleri..Evet size diyorum.Kalkın işinize okulunuza gidin sabahın bir köründe.Bir geleceğiniz,düzenli bir hayatınız varmış gibi uyanın.Çok güzel  uyumuş gibi uyanın.Hatta akşam çıkın bir yerlere dans edin eğlenin.Ne de mutlusunuz.Ya da öyle zannediyorsunuz.Başkalarına aşık gibiymiş de yaparsınız şimdi siz.Unutmuş gibi onu.Ama bence becerebildiğiniz tek şey biraları yuvarlamak üstüne de sigara yakmak.Şimdi siz muhtemelen sabah kahvaltısında müzik falan dinliyorsunuz.Neşeli şeyler hani.O da yalan.Kimseyi kandıramazsınız.Başkasını geçtim de kendinize yaptığınız bu şey...Ya da şimdi siz takıp takıştırıp o en güzel olduğunu zannettiğiniz kokunuzu sürünüp geziniyorsunuz ortalarda.Zaten dün gece salya sümük ağlayan siz değildiniz pek tabii.Hafta sonu çıkıp sinemaya gidersiniz,en sanatsal filmleri izlersiniz,sonra entel arkadaşlarınızla,başka bir derdiniz yokmuş gibi sinemadan kitaplardan festivallerden falan konuşursunuz.O hiç olmamış gibi.Dün gece siz mışıl mışıl uyuyabilmiş gibi.Tüm bunları geçtim,ordan burdan erkek kaldırıp bir de eve getirirsiniz siz.Sonra bir güzel sevişirsiniz onlarla.Çok da güzelmiş gibi anlatırsınız orda burda.Hani ben onu unuttum,mutluyum,keyfime bakıyorum hesabı.
Bir gün var bir gün yok hislerin köleleri.Hey!.Hah evet size diyorum.Gözlerinizi kaçırıyorsunuz insanlardan.Bazen de durup dik dik bakıyorsunuz onlara.Ben iyiyim,ne var ne istiyorsunuz der gibi..Anlıyorum sizi.Bazen de günleri karıştırıyorsunuz,ayları hatta olayı abartıp hangi yıldayız diye sorduğunuz bile oluyor.Sefilliğin dibine vurduğunuz zamanlarda parayı bayılıp falcıya gidiyorsunuz.Çoğu zaten ne istiyorsanız onu söylüyor..Sevinçten uçuyorsunuz.Size söyledikleri tarihi bekliyorsunuz.Ama bildiğiniz gibi bi bok olmuyor yine malesef.Türk kahvesi içe içe kanınızı kurutuyorsunuz,sırf istediğiniz gibi çıksın diye.O kahve taa nerelerden geliyor haberiniz var mı?Sonra mesela not ortalamanız dibe vurduğu zaman da,yok ben okumayı sevmiyorum yok şu yok bu.Sebebi siz de biliyorsunuz yemeyin şimdi bizi..
Bir gün var bir gün yok hislerin köleleri..Evet evet size diyorum..Siz ancak sigara yakın,pijamalarınızla sokaklarda gezinin,onun için yerlerde yuvarlanın ama kapısını çalmaya cesaretiniz bile olmasın.Sonra orda burda atıp tutun..Hayatın çelmesini yemiş yirmi yaş civarı yirmi birinci yüzyıl insanlarım benim!.Ne diyordum.Sabahtı değil mi?Kalkıp çay koyacaktınız,hiç bir şey yokmuş,hiç olmamış gibi davranacaktınız falan..Vapura binip martılara simit atıp alık alık gülümseyecektiniz.Ama siz yaralısınız.Belki de haklısınız..


Bütün suç o orospu çocuklarında...