19 Nisan 2013 Cuma

sen sanıyorsun ki

Şimdi ben sana nerden baksam tam olarak ordan çıkacağız yola.
Bulutlara bakıyorum bugünlerde hep.
Bak bu deniz.bir örtü değil.
Sen üşüsen ne kar eder?
Bak ben varım.burdayım.sen görmüyorsun.görmeyeceksin.
Birileri baksın istiyorsun.
Sen sanıyorsun ki tüm bu durmayan her şey.
Sen sanıyorsun ki beni bıraktığın bir yer var.
Şimdi nereden bakacağız birbirimize?
Pencerenin önü ekmek peynir ölüsü.
Bir kahvehane camının ardından izliyorum kendimi.
Nasıl acemiyim,nasıl toy!
Biz bir caddede hep birbirimize doğru koşuyoruz.
Bu deniz mavi değil,ben görüyorum.ama ne etsem de sana diyemiyorum.
Şimdi ben sana nereden baksam oradan başlıyor kasırga.
Üstüm başım hep incecik.yakam bağrım açık.
Bakıyorsun.dümdüz bir örtü gibi bugün deniz diyorsun.
Ben üşüyorum,kasırga henüz başlamış.
Üşüyorum ama bu deniz bir örtü değil ben üşüsem ne kar eder?
Ne yani sen diyorsun ki tüm bu uzaktaki evler bize ait değil.
Sen sanıyorsun ki dokunamadığın şeyler senin değil.
Bu yüzden de hiç bir zaman senin olmayan şeylere dokunmuyorsun.
Şimdi ben ne yapsam taş erimeyecek cebimde.
Şimdi ben ne söylesem dokunmayacaksın cebimdeki taşa.
Ben diyorum ki geçmeyecek.
Ben biliyorum ki geçmeyecek.
Ben bir bakıyorum ki her yerim kasırga.
Kasırga geçiyor.
Ama ben biliyorum ki geçmeyecek.
Kahve fincanları kıçlarını tepeye dikmiş yine.
Sen telvesin bazen.
Bazen denizde vapur.
Sen bazen taşsın cebimde.
Ben istemiyorum ki bilesin.
Ben istiyorum ki bilmeden de gelesin.
Söylemeden de duyasın.
Sen sanıyorsun ki beni bıraktığın bir yer var.
Gene de sen görmüyorsun görmeyeceksin.
Ama şimdi ben bir kez daha bakıyorum sana
Ve tam olarak burdan çıkıyoruz yola.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder