11 Nisan 2013 Perşembe

gel otur

sana ne çok darılıyorum bugünler.
sana ne çok söylüyorum.
şarkı değil bunlar.
içim bir şeyler söylüyor.ama şarkı değil.
gökyüzüne güneş değiyor.karnımda bir şeyler kayboluyor.
kanımda alışılamamışlık.
alışamıyorum.
hayatımda neyi değiştirsen-ki bu bir sokak olsa dahi-ben alışamıyorum.
oysa sen kalkıp gidiyorsun,bir martı bırakıyorsun yerine.
oysa diyorlar ki insan alışıyor.
kim diyor inan bilmiyorum.
ama diyorlar işte.
hemen şurada beynimin durduğu yerin yarım metre yakınında kağıtlar var.
başka başka kalemlerle kirletilmiş kağıtlar.
yaşım genç.
ben değil yaşım yaşamış hepsini.
şöyle temelli bir kaybolasım var.
yanasım var ateşte.
mümkün müdür?
sen gelmesen de muhakkak mümkün müdür bir gün ?
yine de,
sonu buysa,başı neresi söyle istiyorum.
gel otur,şekersiz çay,dikdörtgen masa.
anlat en başından.
gel otur.
sen bilmesen de muktedirdir dikdörtgen masa bir şeyleri değiştirmeye.
ne diyordum ben.
şöyle temelli bir kaybolasım var bugünlerde.
ama
ne yazıktır ben neyi kaybetsem senin cebinde buluyorum.
gel otur,
dök şu cebindekileri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder